Ünlü araba markası geri dönüyor! Yapılan araştırmada…

Genelde Türk beşerinin arabasına düşkün olduğu daima yazılır, çizilir. Fakat bu düşkünlük, iş aracını yıkatmaya geldiğinde nasıldır pek bilmiyorduk. Türkiye’nin önde gelen 2. el araç ilan platformu “arabam.com”, Türkiye’de araç sahiplerinin araç yıkama alışkanlıkları ve tercihleriyle ilgili davranışlarını, niyetlerini araştırmış. Aralık 2021’de 525 kişinin iştirakiyle gerçekleşen bu minik araştırma, Türk şoförlerin araçlarının temizlenmesi konusunda hassas olduğunu gösteriyor.

Milliyet’ten Levent Köprülü’nün yazısı:

Araştırmada, tüketicilerin yüzde 41.9’u aracını haftada bir kere yıkadığını belirtirken, iki haftada bir yıkayanların oranı yüzde 20, ayda bir yıkayanların oranı da yüzde 30.3 çıkmış. İştirakçilere, bir oto yıkama firmasını tercih etmelerindeki en büyük etken sorulduğunda ise en çok verilen cevap “ekibin profesyonel olması” oldu. Oto yıkama firmalarında araç yıkatmayı tercih etmeyenler ise, çoğunlukla bunun nedenini “pahalı olmasına” ve “aracını kendisi yıkamayı sevmesine” bağlamış.

KENDİ YIKAYANLAR

Araştırma iştirakçilerinin yüzde 43.6’sı aracını kendisinin yıkadığını, yüzde 32.1’i oto yıkamacıya götürdüğünü, yüzde 24.3’ü de bazen kendisinin yıkadığını bazen de yıkamacıda yaptırdığını söylüyor. Oto yıkama firmaları konusundaki tercihlerini de belirten tüketiciler, yüzde 31.4’le tanıdığı ve güvendiği bir marka olmasına dikkat ettiğini vurguluyor. İştirakçilerin yüzde 12.7’si oto yıkama firmalarının indirim kampanyaları düzenlemesi, yüzde 7.3’ü hizmet çeşitliliğinin bol olması ve yüzde 6.8’i pandemi devrinde hijyen kurallarına uygun çalışılması cevaplarını öne sürüyor.

Aracının paklığı için oto yıkama firmalarını tercih etmeyenlere sebebi sorulduğunda ise, tüketicilerin yüzde 37.3’ü fiyatların yüksekliğini öne sürüyor. İştirakçilerin yüzde 36.3’ü aracını kendi yıkamayı sevdiği için, yüzde 21.2’si aracını diğerine emanet etmek istemediği, yüzde 5.2’si de daha evvel olumsuz tecrübeler yaşadığı için oto yıkama firmalarını istemediğini belirtiyor.

YENİ NX’E ‘GÜVENLİ OTOMOBİL’ UNVANI

Lüks araba üreticisi Lexus’un yeni kuşak “NX” modelinde yer alan “Güvenli Çıkış Asistanı” ve yeni “e-latch” elektronik kapı açma sistemi, Fransa’da “2021 Yılının Otomobili” ödüllerinde “Güvenli Otomobil” unvanını kazandı. Türkiye’de de Nisan ayında satışa sunulması planlanan yeni NX, üçüncü kuşak “Lexus Safety System +” ile donatılan birinci Lexus modeli olarak kaza riskini tespit etmek ve tedbire konusunda yeni standartları belirliyor. “Güvenli Çıkış Asistanı”, Lexus’un elektronik kapı açma sistemiyle kontaklı çalışıyor. Kör Nokta Monitörü’nün radarıyla etraftaki trafik akışını izleyen araç, şayet kapının bir araç yahut bisikletlinin önüne yanlışsız açılma riski varsa, sesli ve görsel ihtarla kapının açılmasını engelliyor.

KLİMASI YÜZ TANIMA SİSTEMLİ

Subaru’nun yeni Forester e-BOXER modeli Türkiye’de satışa sunuldu. 2.0 lt (150 PS) gücündeki akaryakıtlı motora ek olarak 17 PS gücünde bir de elektrik motoruna sahip olan araç, üç farklı versiyonuyla satışta. Yüksek standart donanım düzeyiyle öne çıkan Yeni Forester’daki en fonksiyonel yeniliklerden biri Temassız Klima Ayarı işlevi. Yüz tanıma sistemine yeni eklenen el hareketi tanıma işlevi sayesinde el yumruğunun açık yahut kapalı olmasına nazaran yüz tanıma sistemi klima ısısını artırıyor yahut azaltıyor.

Forester, yeni eklenen “e-Active Shift Control” (e-Aktif Vites Kontrolü) özelliği sayesinde yolun inançlı sürüş ayrıntılarını şoförden evvel hesaplayıp uyguluyor. Araç sport sürüş modu devredeyken virajlarda otomatik vites denetimi yapıyor, viraja girerken vites küçültüyor, virajdan çıkarken ise vitesi yükseltiyor. Bilhassa yokuş aşağı inişlerde ve virajlarda şanzıman sistemi G sensörü sinyallerinden aldığı komut ile vitesi küçülterek evresi yüksek tutuyor ve daha istikrarlı sürüş imkânı sağlıyor. Yeni Forester e-BOXER, süspansiyon sisteminde yapılan güzelleştirmelerle hem gövde hareketleri hem de yer titreşimleri konusunda geliştirildi.

TİCARİ ARAÇ AİLESİNE YENİ ÜYE

Toyota’nın Hilux ve Proace City’den oluşan hafif ticari araç markası Toyota Professional eser yelpazesine, Proace City Cargo da katıldı. Proace City’nin akabinde daha fazla yük taşıma odaklı geliştirilen Proace City Cargo, yüksek taşıma kapasitesi ve verimli motorunun yanı sıra şoför odaklı kabini, işlevsellik ve pratikliğiyle dikkat çekiyor. Proace City Cargo, “Dream” ve “Vision” olmak üzere iki farklı donanım düzeyiyle tercih edilebiliyor. Model, 100 HP güç üreten 1.5 litre dizel motorla sunuluyor. Proace City Cargo, 5 yıl/150.000 km boyunca Toyota Garanti Sistemi altında yer alıyor.

‘BAŞKA DÜNYANIN MARKASI’ GERİ DÖNÜYOR

Hollandalı alışılmamış araba markası Spyker’ın, bu yıl yine yollara dönmeye hazırlandığı belirtiliyor. Saab’ı satın alarak isminden kelam ettiren lakin General Motors’un teşebbüsleriyle iflas eden Saab’ın akabinde bir türlü eski performansına ulaşamayan Spyker, geçtiğimiz yıl da döneceğini duyurmuş fakat başarılı olamamıştı. Fakat söylenen o ki, bu defa geri dönmek için bulduğu yatırımcılar sağlam. Otomotive yabancı olmayan Rus yatırımcıların dayanağıyla geri dönenecek marka için “Spyker Ltd” ismiyle yeni bir şirket kurulduğu, temel olarak işe “C8 Preliator”, “B6 Venator” ve “D8 Peking-to-Paris SUV” modelleriyle başlayacağı konuşuluyor. Bununla birlikte markanın motor sporlarına da geri dönmeyi planladığı, bilhassa de dayanıklılık yarışlarını tercih edebileceği söylentiler ortasında.

ÜZÜM ÜZÜME BAKACAK!

Volkswagen Grubu’nun, Almanya’da sıfırdan inşa edeceği yeni üretim tesisi için, pek çok taraftan, Tesla’nın bu ülkede kurduğu yeni fabrikasını örnek alacağı belirtiliyor. VW’nin mevcut Wolfsburg fabrikasının yakınlarında inşa edilmesi planlanan yeni elektrikli araçlar fabrikasının, markanın amiral gemisi olarak nitelediği “Trinity”nin üretimi yapılacak. Fabrika inşasının 3 yılda tamamlanacağı, bu müddetin, Tesla’nın Berlin fabrikasının inşasından bir ölçü daha uzun olacağı belirtiliyor. Üreticinin üretiminden sorumlu olan Christian Vollmer, fabrikanın 2025’te hazır olacağını, seri üretim ve dağıtımların ise 2026 için planlandığını söylüyor. Vollmer, gayelerinin büyük tek kısımdan oluşan bir tesis yapmak olduğunu, bunun daha verimli bir yol olduğunu kaydediyor. VW, Tesla üzere aracın gövdesini birkaç büyük modülden inşa etmek istiyor. Bunun birebir vakitte üretimi de hızlandıracağını belirten Vollmer, “Örneğin ön ve geride birer büyük preslenmiş alüminyum kesim kullanabiliriz” diyor ancak kesinleşmediğinin de altını çiziyor. Farklı bir fabrika profili çizen Vollmer, tesiste modüllerin taşınması için drone kullanımının planlarda olduğunu, ayrıyeten üretilecek araçların banttan indikten sonra stok alanına otonom yani şoförsüz olarak gidip park etmesinin de mümkün olabileceğini belirtiyor. Çünkü Trinity’de otonom teknolojisi de bulunacak.

‘YERİMİZ DAR DEMEK ZORUNDA KALIYORUZ’

Türkiye’nin yanı sıra dünyanın da örnek sanayi parkları ortasında yer alan TOSB’un (Otomotiv Tedarik Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi) önümüzdeki periyotta hem TOSB tarafından yapılan Beyçelik Gestamp hem de Mazsan, Hasçelik, Askaynak, Tırsan, Toyotetsu ve Birinci Otomotiv yatırımlarıyla birlikte 144 bin metrekarelik yeni ek üretim alanına kavuşacağı açıklandı. TOSB İdare Şurası Lideri Dr. Mehmet Dudaroğlu, bölgenin bir cazibe merkezi olduğunu, bilhassa yabancı yatırımcıların bölgeye çok fazla istek gösterdiğini söyledi. Dudaroğlu, “Keşke daha fazla alanımız olsaydı, şu anda yabancı yatırımcılara ‘yerimiz dar’ demek zorunda kalıyoruz” açıklamasını yaptı. Pandemi ve kurdaki ani hareketlenmelerin yarattığı belirsizlik ortamına dikkat çeken Dudaroğlu, tüm bunlara rağmen düzgün bir imtihan verdiklerinin ve yatırımların kesintiye uğramadığının altını çizdi.