Kılıçdaroğlu’na tepki: HDP Kandil’i kreşe çevirdi, neden HDP’ye yürümüyor?

6 yaşındaki çocuğa cinsel istismar tezi Türkiye’nin gündeminde. CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı’na yürüdü, açıklama yaptı. 

Sosyolog Prof. Dr. Adem Palabıyık, terör örgütü PKK’nın çocuk istismarlarına dikkati çekerek CHP başkanına reaksiyon gösterdi. “HDP, Kandil’i kreşe çevirdi, Kılıçdaroğlu neden HDP genel merkezine yürümüyor” diyen Palabıyık’ın değerlendirmeleri şöyle:

“Gündeme dair devam eden tartışmalarda bilhassa cinsel istismar başlığının en kıymetli bahis haline geldiğini gördük. Elbette bu mevzu çok hassas lakin birebir vakitte aşağılık bir cürümdür. Kim yaparsa yapsın, cinsel istismarın bir tanımı yahut es geçilecek bir tarafı kelam konusu değildir. Bilhassa, kendilerini İslam ile muadil görmeye çalışan birtakım yapıların bu çeşit tartışmaların içinde yer alması asla kabul edilemez, zira İslam’ın başlangıç ve yayılma periyotlarının hiçbirinde bu tıp bir uygulama veya örnek bulunmaz. Lakin birtakım çevrelerin, cinsel istismar başlığı üzerinden İslam’a saldırmaları en kolay tabirle tam bir alçaklıktır. Malum çevrelerin, LGBT’nin öne sürdüğü tezleri kabul etmelerine karşın LGBT’nin küçük yaşta ‘flört” anlayışına reaksiyon vermeden, ahlaksızlığı yasal göstermeleri ve “kendi kararları” diyerek bahsin muhtevasını hafifletmeleri kabul edilebilir değildir. Yalnızca LGBT’nin, 18 yaş altındaki gençlere yönelik cinsiyet tercihini ve bu tercihler birlikte cinsel beraberliklerini beğenilen görmek değil birebir vakitte terör örgütlerinin, kaçırdığı kız ve erkek çocuklara cinsel istismar uygulamalarına da hiçbir reaksiyon tepki vermeyen siyasi yapılanmalar yahut STK’lar, husus İslam’a gelince birdenbire demokrat kesilmektedirler. PKK’nın kaçırdığı kız çocuklarının devletin kayıtlarına geçmesine karşın, bu mevzuya çok hassas olan Kılıçdaroğlu’nun neden HDP genel merkezi önüne yürümediği de anlaşılamıyor.

“DİYARBAKIR ANNELERİ YILLARDIR PKK’NIN CİNSEL İSTİSMARINI VE TERÖRÜNÜ ANLATIYOR”

Dört yıldan fazla bir müddettir Diyarbakır HDP vilayet binası önünde bir küme anne ve baba, PKK’nın kendi çocuklarına yaptıklarını haykırıyor. PKK’nın istasyonu haline gelen HDP’nin, bilhassa kız çocukların dağa kaçırılmasındaki rolü her keresinde lisana getiriliyor fakat ne LGBT örgütleri ne de CHP ve gibisi siyasi partiler, Diyarbakır Anneleri için birkez dahi HDP genel merkezine karşı yürüyüş düzenlemedi. Annelerin ve babaların feryatlarının ülke nezdinde karşılık bulması ve evlat nöbetinin Van, Muş, Hakkari, Şırnak ve İzmir üzere öteki vilayetlere de yayılmasına karşın muhalefet hiçbir vakit Diyarbakır Annelerinin davetine kulak vermedi. HDP, neredeyse PKK’nın kampını kreş denilecek bir yapıya çevirdi ve kaçırdığı çocukların oralarda neler yaşadığı hayal dahi edilemiyor. 10-15 yaş ortası çocukların HDP aracılığı ile kaçırılarak PKK’ya teslim edilmesi neden bayan örgütlerinin dikkatini şimdiye kadar hiç çekmedi? Bilhassa özgürlük üzere kavramların gerisine sığınan LGBT örgütlerinin, PKK’ya tek bir kelam söylememesi garip değil mi? HDP’nin, ailelerden istediği paraları alıp, PKK’ya havale etmelerine neden LGBT ve CHP üzere yapılar hiç ses çıkarmadı?

“PKK’NIN CİNSEL İSTİSMARLARI, BAKANLIK PAZARLIKLARI İÇİN ÖRTÜLÜYOR”

HDP, PKK’nın siyasal istasyonu olarak vazife yaptığı için ve ayrıyeten seçimde Millet İttifakı’na dayanak vereceği düşünüldüğü için ne CHP ne de öbür partileri hiçbir itirazda bulunmuyor. Hatta Millet İttifakı’ndaki hiçbir parti, çocukları kaçırılan ve PKK tarafından alıkonulan Evlat Nöbeti Aileleri’ni ziyaret etmiyor. HDP’nin, PKK’ya daha fazla çocuk kazandırmak ve Kandil’deki kreşin kapanmasını engellemek için Aile bakanlığı ile Gençlik ve spor bakanlığını istediği çok net biliniyor. PKK’nın yıllardır yaptığı istismarların bilinmesine karşın CHP, LGBT ve gibisi yapıların ses çıkarmamasını bu sebepten anlamak gerekiyor. Zira PKK da, bahsi geçen bu yapılara her kezinde takviyesini yineliyor.

“PKK’NIN ÇOCUKLARI KAÇIRDIĞI MİLLETLERARASI RAPORLARDA”

PKK, yaş gözetmeden ve cinsiyet ayrımı yapmadan çocuk istismarına devam ediyor. PKK’nın bu aksiyonları memleketler arası raporla da girmiş vaziyettedir. 2015 yılında yayınlanan İnsan Ticaret Raporu’nda, PKK’nın çocukları kaçırdığı sözleri yer almıştır. Yeniden tıpkı raporun 2016 yılındaki baskısında YPG ve PYD üzere terör örgütlerinin de bilhassa Kürt çocukları zorla kaçırdığı ve istismar ettiği söz edilmiştir. 2014 yılındaki İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından hazırlanan raporda da PYD ve YPG üzere terör örgütlerinin, bilhassa denetim noktalarında 15 yaş altı kız ve erkek çocukların kullanıldığı tabirlerine yer verilmiştir. Tekrar BM Milletlerarası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonu’nun Ağustos 2013’te yayımladığı raporda, YPG’nin Afrin ve El Haseke’de 12 yaşındaki erkek ve kız çocuklarını örgüte eleman olarak temin ettiğinin belirtildiği aktarılmıştır.

Bir başka izleme örgütü olan Almanya merkezli Kurd Watch, PYD’nin şahısları zorla silah altına alması ve çocukları asker olarak kullanmasına ait bir rapor yayınlamıştır. PYD/YPG tarafından çıkarılan kelamda legal müdafaa kanunuyla bireylerin zorla silah altına alındığı kaydedilen raporda, 12 yaşına kadar küçüklerin de emsal bir uygulamaya tabi tutuldukları kaydedilmiştir. Mesela Ocak 2016 tarihinde ise 9 yaşındaki bir kız çocuğunun iki bayan PKK militanı tarafından ilkokuldan kaçırıldığı, bahse bahis çocuğun ailesi ve yakınlarının büyük eforlar sonunda çocuklarını PKK’dan geri alabildikleri belirtilmiştir.

PKK ve HDP yalnızca aksiyonlarda değil telaffuzlarda de benzerlik göstermektedirler. Mesela Suriye/Tel Abyad’da, 14.06.2015 tarihinde PYD/YPG ögesi olarak katıldığı çatışmalarda hayatını kaybeden 16 yaşındaki Robin Argeş (K) İsmail Hakkı Kol’un 18.06.2015 tarihinde Mardin/Derik ilçesinde yapılan cenaze merasiminde HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız; “Gençlerimizin yaşları küçük olabilir lakin yürekleri çok büyüktür. Şehit Robin küçük yaşına karşın insanlık onurunu korumak için vücudunu siper etmiştir” formunda tabirlerde bulunmuştur. Bu tabirlere ve üstteki bilgilere bakıldığı takdirde, hem PKK’nın hem de HDP’nin çocuk istismarında at başı giden iki yapı olduğu net olarak ortadayken, LGBT örgütlerinin ve CHP’nin birkez dahi HDP genel merkezi önüne yürümemeleri tam bir ikiyüzlülük örneğidir.

“SADECE PKK’NIN DEĞİL, CHP’NİN DE GEÇMİŞİNDE İSTİSMAR VAR”

Tabi CHP’nin de geçmişindeki istismar hadiselerini unutmamak gerekir.  Zira Adalet bakanlığı önüne yürüyen CHP’lilerin, kendi partilerinden olan isimlere neler yaptığını bilmiyoruz. Mesela 2017 yılında CHP Manavgat ilçe yöneticisi Recep Memili, tekrar 2017 yılında Tekirdağ Saray ilçesi CHP belediye meclis üyesi Dilaver Perçin ve Kılıçdaroğlu’nun yeğeni olan Hıdır Çakmak istismar olaylarından ötürü yargılanmışlar ve tutuklanmışlardır. Recep Memili sonradan özgür bırakılmıştır. Yalnızca bunlar değil Didim’deki iğrenç olayı anmak bile istemiyorum. Elbette bunlar sıkıntının en taban boyutu, daha neler var neler… Tabi bunlar bir yana ADD’nin geçmiş yıllarda yaptıklarını da anlatmak ve kayda geçirmek gerekiyor. Üniversite okumak için gelen Anadolu çocuklarının beyinlerinin nasıl yıkandığı, ADD ve ÇYDD merkezlerinde nasıl istismar edildiği artık belgesel kayıtları ile mevcuttur. CHP’de milletvekilliği yapan Parıltı Serter’in, ikna odalarının kurucusu olduğu ve gençleri istismar eden isimlerin CHP’de toplandığı aşikârdır. Elbette bunlar, kelamda kendilerini devletin sahibi zanneden kimi kısımlar için cürüm değildir, güya onlar bunları devlet ismine yapmışlardır. İstismarın her türlüsünü görebileceğimiz isimlerin, CHP içinde yer alıyor olması da başka bir utançtır. Atatürk’ün partisini bu hale getirenleri en sade tabirle lanetlemek tüm ülkenin uzunluğunun borcudur.

“ÇOCUK İSTİSMARIYLA İSLAM’I YAN YANA ANMAK TAM BİR ALÇAKLIKTIR”

Elbette bahis yalnızca istismar sorunu değil İslam’a da ziyan vermek ve İslam’ın bu türlü bir istikameti varmış üzere göstermektir. İslam dini hiçbir vakit bu çeşit olaylara müsaade etmemiş ve bayana, toplum içerisindeki pozisyonunda önemli katkılar sağlamıştır. Canlı diri gömülen kız çocuklarına sahip çıkmış, köleliğin her türlüsünü kaldırmış, bayana erkeklere verilen mirastan hisse vermiş ve adaleti sağlamış, bayanların hem kişisel hem de toplumsal haklarını korumuş, Hz. Hatice üzere isimleri örnek vererek bayanın iktisadi hayatta yer edinmesini sağlamış, anneliği yine hak ettiği pozisyona ulaştırmış, erkeklerin mesken içi vazifelerinde bayanlar ile birlikte alması gereken sorumlulukları belirlemiş ve Hz. Ömer devrinde kamusal alanda bayana kamu vazifesi dahi vermiştir.

İslam sosyolojisi, bayanı toplumsal alanda görünür kılmıştır.

Zina ve tecavüz üzere bahisleri haram kabul etmiş, bu aksiyonları yapanlara ceza müeyyidesi koymuş ve Veda Hutbesi’nde peygamberimiz Hz. Muhammed bayanlar erkekler üzerindeki haklarından bahsetmiştir. Nereden bakılırsa bakılsın, İslam ve Kuran, bayanı toplum içindeki en değerli pozisyona taşıyan bir din ve o dinin kutsal kitabıdır. Hiç kimse, şu an yaşanan istismar olayı üzerinden İslam dinine dair bir benzeşmede bulunmamalıdır, bu tutum tam bir alçaklıktır. İslam dini, Hz. Muhammed’den yüzyıllar sonra da bayanı toplumsal statü içerisinde en değerli pozisyonlara getirmiştir. Başka dinler hala bayanlar ile alakalı olarak çeşitli toplumsal problemleri yaşarken, İslam dini bu sorunu 1600 yıl evvel çözmüştür ve böylelikle İslam sosyolojisi asırlardır bayanı toplumsal alanda görünür kılmıştır.

pkk, çocuk istismarı, SİYASET Haberleri

https://www.haber7.com/siyaset/haber/3285299-kilicdarogluna-tepki-hdp-kandili-krese-cevirdi-neden-hdpye-yurumuyor