Batarya yatırımlarında ülkeler arası rekabet kızışıyor

Otomobillerin elektrikli hale gelmesiyle artan batarya talebi, şirketlerin ve devletlerin rekabet için bu alana rekor yatırımlar yapmasına neden oluyor. “Geleceğin petrolü” olarak nitelendirilen lityum iyon bataryalar elektrikli araçların belkemiğini oluşturmasının yanı sıra ülkeler ortasındaki rekabet ögelerinden da biri haline dönüşüyor.

Rusya-Ukrayna savaşıyla baş gösteren güç kriziyle birlikte sürdürülebilir güce olan muhtaçlık artarken, pazarda hakimiyet oluşturmak isteyen şirketler ve ülkeler devasa yatırımlarla batarya sanayisini şekillendirmeye çalışıyor.

Ülkeler bağımsızlıklarını ve rekabet güçlerini artırmak için yatırımları destekliyor

Kovid-19 salgınının akabinde batarya üretim kapasitesini artırmaya yönelik rekor yatırımlar dikkati çekerken, başta Çin ve ABD olmak üzere birçok ülke batarya üretimini bu alandaki bağımsızlıklarını ve rekabet güçlerini artırmak için teşvik ediyor.

Batarya üretim kapasitesini artırma maksatlı yatırımların gelecek yıllarda daha da artması bekleniyor. Bu kapsamda, geçen yıl dünya çapında yaklaşık 1.037 gigawatt saat olan toplam lityum iyon batarya kapasitesinin, yeni yatırımlarla 2026’da 4.323 gigawatt saate, 2031’de 6.693 gigawatt saate ulaşması bekleniyor.

Çin, batarya üretim kapasitesine hakim

AA muhabirinin derlediği bilgilere nazaran, lityum iyon batarya üretim kapasitesinde halihazırda Çin başkan pozisyonunda. Çin’in global lityum iyon batarya üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 80’ine sahip olduğu ve batarya yarışını önde götürdüğü biliniyor.

Çin’in lityum ve grafit üzere batarya minerallerinin madenciliği ve rafine edilmesi de dahil batarya tedarik zincirinin öbür alanlarına da hakim olduğu belirtiliyor.

ABD’de “batarya kuşağı” genişliyor

Batarya üretim kapasitesinde Çin’i ABD takip ediyor. ABD, global batarya üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 6’sını elinde bulunduruyor.

Otomotiv dalının geleceği olarak görülen elektrikli araçlarda ABD, “lider olma” unsuruyla bir vakitler ağır endüstrinin ağır olduğu yerlerde lityum iyon batarya üretimi için devasa fabrikalar olarak tanımlanan “gigafactory”ler kuruyor.

Dünyanın dört bir yanından araba üreticileri büsbütün elektrikli, sıfır emisyonlu araçlara yönelik talebi karşılamak için yarışırken, ABD’de yeni bir “batarya kuşağı”nın ortaya çıktığı görülüyor.

ABD Lideri Joe Biden’ın misyona gelmesiyle birlikte yeni batarya projelerine 54 milyar doları aşkın teşvik aktarılırken, bilhassa yenilenebilir güce yönelik kıymetli dayanakların sağlandığı ve ağustos ayında maddeleşen “Enflasyonu Düşürme Yasası” ile de sürat kazandığı belirtiliyor.

Enflasyonu Düşürme Maddesi’nin, ender bulunan minerallerin, batarya bileşenlerinin ve batarya hücrelerinin maliyetini direkt teşviklerle düşürmesiyle muhtemelen daha da büyük bir tesirinin olacağı kaydediliyor.

Credit Suisse tarafından yapılan bir araştırmada, Enflasyonu Düşürme Maddesi’nin gelecek 10 yılda 1,7 trilyon dolarlık özel yatırım sağlayabileceği belirtiliyor. İsviçre bankası, Biden’ın yeşil atağını “iklim değişikliğiyle çabada en savlı ve kapsamlı yatırımlar” olarak nitelendiriyor.

Avrupa’nın global batarya üretim kapasitesindeki hissesini artırması bekleniyor

Avrupa ülkeleri ise toplu olarak global batarya üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor.

Avrupa’da SK Innovation ve LG Chem üzere büyük batarya üreticilerinin tesislerinin bulunduğu Macaristan ve Polonya üzere ülkeler, batarya üretim kapasitesinde Avrupa ülkeleri ortasında birinci sıralarda yer alıyor.

Alman araba üreticileri de yeşil ihtilalin bir kesimi olmak isterken, sağlanan teşvikler nedeniyle ABD’deki varlıklarını genişletmeye yönelik adımlar atıyor.

Volkswagen, haziran ayında Tennessee eyaletindeki Chattanooga’da 22 milyon dolarlık batarya laboratuvarı açarken, Mercedes-Benz’in mart ayında Alabama’da yaklaşık 1 milyar dolarlık bir maliyetle yeni bir batarya fabrikasının açılışını gerçekleştirdiği biliniyor.

Avrupa’nın global lityum iyon batarya üretim kapasitesindeki hissesinin 2025’te yüzde 25’e çıkacağı varsayım ediliyor.

Büyük petrol şirketleri de yatırım yarışında

Sadece araba üreticileri elektrikli hareketliliğe yatırım yapmıyor, BP ve Shell üzere büyük petrol şirketleri de pastadan hisse almak için bu alanda büyük yatırım peşinde.

Hükümetlerin yanında yatırımcılar da şirketlerden emisyonları düşürmelerini ve iklim nötr hale gelmelerini talep ederken, birçok petrol şirketi de değişime direnmek yerine, gelişen ve karlı bir pazar olduğu için elektrikli hareketlilik pazarına yatırım yapıyor. Şirketler, şebekeye daha yeşil güç sağlamaya odaklanarak elektrikli araçlar için şarj altyapı hizmetlerine ve hatta batarya araştırmalarına yatırımlarını artırıyor.

OTOMOBİL Haberleri, OTOMOBİL

https://www.haber7.com/otomobil/haber/3287932-batarya-yatirimlarinda-ulkeler-arasi-rekabet-kizisiyor